Laktoz İntoleransı ve Çölyak Hastalığı
Laktoz Nedir?
Laktoz süt ve süt ürünlerinde bulunan ve yeni doğan dönemde bebeklerin ana enerji kaynağını oluşturan disakkarit bir karbonhidrattır. (1) Glikoz ve galaktoz laktozu oluşturan şekerlerdir. Laktoz memeli canlıların sütlerinde bulunan doğal bir karbonhidrattır ve glikoz ile karşılaştırıldığında daha az tatlı ve daha düşük emilim hızına sahiptir. Sütteki laktoz miktarı, içerdiği yağ ve protein miktarı ile ters orantılıdır. İnek sütünün laktoz içeriği (%4-5), yağ ve protein miktarı düşük olan anne sütüne (%7) göre daha azdır.
Hazırlayan: Diyetisyen Damla Türkay
Laktoz süt dışında; tereyağı, kefir, yoğurt, peynir, margarin, krema ve dondurmada bulunmaktadır. Sert peynirler daha az laktoz içermektedir çünkü suda çözünen laktoz peynir yapımı sırasında peynir altı suyuna geçmektedir. Bunun yanı sıra yağlı sütler yağsız sütlere kıyasla daha az laktoz içermektedir. (2)
Vücudumuza laktozu laktaz enzimi sindirmektedir. Laktaz gelişimini en yavaş tamamlanmış ve aktivitesini çabuk kaybeden bir enzimdir. Bu sebeple laktozun vücudumuzda sindirilememe durumu ve laktoz intoleransı ile çok sık karşılaşmaktayız.
Laktoz İntoleransı Nedir?
Laktoz intoleransı, laktaz enziminin yetersizliğine bağlı laktozun sindirilememe durumu olsa da farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır.
1) Primer Laktoz İntoleransı
Laktazın doğumsal olarak hiç olmaması veya çok az olması durumudur. Laktoz yani süt ve süt ürünleri tüketildikten bir süre sonra semptomlar ortaya çıkabilmektedir. 30 dk ile 2 saat arasında; şişkinlik, bağırsakta gaz oluşumu, karın ağrısı ve diyare (ishal) oluşabilmektedir. Laktoz intoleransı olan bebekler anne sütünü tüketemeyebilirler. Özel laktozsuz formula ile beslenmek zorundalardır.
2) Sekoner Laktoz İntoleransı
İnce bağırsakta emilim yüzeyinin azalması sonucu bağırsak mukozasının bozulması ile oluşan laktozun sindirilememesi durumudur. Geri dönüşü olan bir türdür. Bakteriyel bağırsak enfeksiyonu, çölyak hastalığı, enflamatuar bağırsak hastalıkları ve ağır protein-enerji malnütrisyonundan sonra ortaya çıkabilir.
3) Ontogenetik Laktoz İntoleransı
Toplumda süt ürünlerinin yani laktozun az tüketilmesinden kaynaklı laktaz enziminin genetik olarak azalmasıdır.
Laktoz İntoleransı Tanısı Nasıl Konulur?
İnce bağırsak biyopsisi, laktoz intoleransı testi, laktoz nefes testi veya genetik testler ile tanı konulmaktadır.
Laktoz İntolerans Testi Nedir?
En çok kullanılan tanı kriterlerinden olan laktoz intoleransı testinde; 50 gram laktoz alınmasından sonra klinik semptomların ortaya çıkması ile tanı konulmaktadır.
Laktoz intoleransının tedavisinde diyet çok büyük önem taşımaktadır. Laktoz intoleransı diyetinde genel yaklaşım, süt ve süt ürünlerinin diyetten çıkarılması üzerine kurulmuştur. Fakat bu kısıtlama bazı dezavantajları beraberinde getirmektedir. Kalsiyum, fosfor gibi bazı minerallerin ve bazı vitaminlerin eksikliği görülebilmektedir. Bu sebeple alternatif tedavi ve diyet yöntemleri de bulunmaktadır. Mesela enzim replasman tedavisi ile laktaz enzimi vücuda sağlanabilir veya laktozsuz süt ve yoğurtlar alternatif olarak kullanılabilir. (3)
Laktozsuz Süt ve Yoğurt Nedir?
Laktozsuz süt ve yoğurtta laktoz monomerlerine ayrılmış şekilde bulunmaktadır. Yani laktoz yerine glikoz ve galaktoz bu ürünlerin ana karbonhidrat kaynağını oluşturmaktadır. Laktozsuz sütün, normal sütten daha tatlı algılanmasının sebebi glikoz ve galaktozun tatlılık derecesinin laktoza göre daha fazla olmasıdır. Laktozsuz sütler, şeker ilavesi veya herhangi bir katkı maddesi içermemektedir.
Çölyak Nedir?
Çölyak bir ince bağırsak hastalığıdır. Basit bir tanımla buğday, yulaf, arpa, çavdar gibi tahılların içinde bulunan “gluten” denilen bir proteine karşı ince bağırsakta ömür boyu sürecek bir emilim bozukluğudur.
Tahıllarda bulunan gluten proteinini, glutenin ve gliadin oluşturmaktadır. Buğday, arpa, çavdar ve yulafta glutenin ile gliadin eşit miktarda olduğundan su ile birleştiğinde gluten kompleksini (ekmek yapımında ekmeğin kabarmasında etkin olan elastik yapı) oluşturmaktadır.
Çölyak hastalığı olanlarda glutenli tahılların içindeki gliadin ince bağırsak duvarında toksik etki yaratmaktadır. Gliadinin bu toksik etkisi sebebiyle sindirim enzimleri işlevlerini yerine getiremezler ve sindirim asla tamamlanamaz.
Çölyak Tanısı Nasıl Konur?
- Çölyak testleri – Çölyak hastalığının saptanmasına yardımcı olmak için kan testleri yapılmaktadır. Transglutaminaz Antikorları (tTG-IgA) testi, gluten yiyen bir çölyak hastasında pozitif olmalıdır.
- Bağırsak Biyopsisi ise tanıyı doğrulamaktadır.
Çölyak Belirtileri:
Çölyak hastalığının belirtileri çocukluk döneminde başlamaktadır. İlk belirtiler, anne sütü veya diğer sütlerle birlikte buğdaylı, yulaflı, çavdarlı ek besinlere başlanmasıyla oluşur. Bu ek besinler büyük oranda 5-6. aylarda verilmeye başlanmakta ve hastalık belirtileri görülmektedir.
Çölyak Hastalığında En Önemli Belirtiler:
- Öne doğru çıkıntılı karın
- Sertleşmiş kaslar
- Yaşa göre kiloda düşüklük
- Boyda yaşa göre kısalık, büyüme geriliği en sık görülen fiziki bulgudur
- Miktar olarak fazla, sık (1-4 kez) ve kötü kokan gaita. Diyare başlangıçta aralıklıdır. Daha sonra devamlı olur
- Çocukta mutsuz görünüm, ağlamaya eğilim
- İştahsızlık, kusma
- Çomak parmak
- İleri dönemde ödem
- Demir eksikliğine bağlı sekonder anemi
- Kemik ağrıları, kan kalsiyum düzeyinde azalma
Çölyakta Beslenme Tedavisi: Çölyak Hastaları Ne Yer?
Çölyaklı hastada esas tedavi diyetten glutenin çıkarılmasıdır. Çocuklarda tedaviye yanıt çok hızlıdır. 24 saatte klinik bulgular düzelir, iştah açılır. Birkaç ayda kilo alımı ve boy uzaması olup yaşıtlarını yakalar. Altıncı ayda ince bağırsak mukozası normale döner. Diyet yaşam boyu devam etmelidir.
Glutensiz beslenme çok katı olmalıdır, çünkü çok küçük miktarlardaki gluten, belirtilerin devam etmesine neden olur.
Bebeklerde;
- Diyetin çocuğun malnütrisyon durumu göz önüne alınarak enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral dengesi sağlanmalıdır.
- Besinlerin azar azar ve ishal sıklığına göre verilmesi uygundur.
- Yağ sınırlaması getirilen çocuklarda kilo kaybını önlemek için orta zinciri yağ asitlerini (MCT) kullanmak gerekir.
Büyük Çocuklarda;
- Pişirme yöntemlerine dikkat edilmeli, sindirimi zor olması nedeniyle kırmızı, yeşil lahana, kuru baklagiller (nohut, fasulye, mercimek ve barbunya gibi), soğan, taze çekirdekli meyveler, kızartma, baharat katılmış yağlı et, yağ eklenmiş besinler bir süre verilmemelidir. İnce bağırsakta emilim yüzeyinin düzelmesine göre bu besinlere yavaş yavaş başlanabilir. (4)
Glutensiz Beslenme:
Glutensiz beslenmede ana enerji kaynağı olan tahıllar (arpa, buğday, yulaf ve çavdar) diyetten çıkarılmaktadır. Bu tahılların glutensiz alternatifleri (karabuğday, chia, kinoa, tef, %100 glutensiz yulaf ezmesi, pirinç, mısır ve patates) enerji kaynağı olarak kullanılabilir.
- https://jag.journalagent.com/erciyesmedj/pdfs/EMJ_16_2_170_178.pdf
- https://guncel.tgv.org.tr/journal/67/pdf/100475.pdf
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/79517
- Kitap: Çocuk Hastalıklarında Beslenme Tedavisi – Prof. Dr Gülden Köksal, Doç. Dr Hülya Gökmen - HATİBOĞLU
Hazırlayan: Diyetisyen Damla Türkay